GİZLİ ORTAKLIK / GİZLİ ORTAKLIK SÖZLEŞMELERİ

GİZLİ ORTAKLIK / GİZLİ ORTAKLIK SÖZLEŞMELERİ

Bu yazımızda Gizli Ortaklık / Gizli Ortaklık Sözleşmeleri kavramlarını daha iyi anlayabilmek amacıyla öncelikle adi ortaklık ve iç ortaklık kavramlarını açıklayacağız. Daha sonra gizli ortağın sorumluluklarından yargıtay kararları eşliğinde bahsedeceğiz.

Adi Ortaklık

TBK. 620/1’e göre, “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” Dikkat edilecek olursa bu tanım aslında ortaklık sözleşmesinin genel tanımıdır.

Adi ortaklık, kişisellik ögelerine göre şekillenmiş, ortaklık haklarının ve yapısının sermayeye dayalı olarak değil, ortakların kişiliklerine bağlı bir tarzda biçimlendiği, ortakların ortaklık borçlarından bütün malvarlıklarıyla, birinci derecede ve zincirleme sorumlu olduğu, her türlü iktisadi ve gayri iktisadi konu için herhangi bir şekle bağlı olmaksızın kurulabilen veya oluşabilen, bir ticari işletmesi şart olmayan, tüzel kişiliği bulunmayan bir ortaklıktır.

İç Ortaklık

Adi ortaklığın bir farklı uygulaması ise iç ortaklıktır. Burada ortaklık dışarıya yansıtılmamaktadır ve işlemler sanki bir ortak tarafından tek başına yürütülüyor gibi gözükmektedir. Dış ilişkiye bir ortaklık olarak çıkmayan; işlemlerde bulunan kişinin (aktif ortak) kendi adına faaliyette bulunduğu, diğerinin (iç ortak) kar ve belli sınırlar içinde yönetim ve inceleme haklarına sahip olduğu, koyduğu sermayenin aktif ortağın malvarlığı haline geldiği, affectio societatis (tüm ortakların şirket faaliyetlerine eşit ve faal olarak katılmaları) unsurunu klasik anlamda içermeyen ortaklıktır.

Gizli Ortaklık

İç ortaklığın bir alt türü gizli ortaklıktır. Türk hukukunda gizli ortaklık, iç ortaklık kavramları iç içe ve eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Bu ortaklık türünde ortaklık dışa dönük olmayıp 3. Kişiler bu ortaklıktan haberdar değildir.  İç ortaklık üçüncü kişilere karşı aktif ortağın işlemlerde bulunduğu diğer ortağın ise inceleme, yönetim ve kar haklarına sahip olduğu bir otaklıktır.

Ortaklık dışı kişilerin, ortaklıktaki bu gizli ilişkiyi ispatlamaları halinde dahi adi ortaklık hükümlerine dayanarak iç ortağa başvuramazlar. İç ortağın yükümlülüğü, ortaklık sözleşmesi veya kanuna göre aktif ortağa karşıdır.

Bunun yanı sıra, ortaklar arasındaki iç ortaklığın gizli kalıp kalmamasının bir başka deyiş ile üçüncü kişiler tarafından böyle bir ilişkin varlığının bilinmesi, iç ortaklığın dış ortaklık olarak varsayılmasını gerektirmeyecektir.

İç ortaklık ve gizli ortaklık bir adi ortaklık türü olmaları sebebiyle fesihlerine ilişkin de adi ortaklığın feshine ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Gizli ortaklığın daha net anlaşılabilmesi için ticaretle uğraşması yasak olan bir kişinin ortaklık kurarak ticaret yasağını aşmaya çalışması örneği verilebilir. Fakat alacaklı, gizli bir ortaklığın varlığını ispat etse dâhi, alacaklının gizli ortağın mal varlığına başvurması mümkün değildir.

Gizli ortak, gizli ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan haklarını ortaklıktan talep edebilir.

Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 16.12.2019 tarihli 2019/3786 E., 2019/10110 K. Sayılı Karında ;

“Taraflar arasındaki “iç ortaklık ” nedeniyle, tarafların birbirine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, davacı, iş bu davada, kar payı alacağı isteminde bulunmuştur. Kar payının tahsili davasının açılabilmesi için ortaklığın sona ermesine gerek yoktur. Ortaklık sona erdikten sonra, ortaklığın devam ettiği süreye ilişkin olarak bu dava açılabileceği gibi, ortaklık sona ermeden önce de bu davanın açılabilmesi olanaklıdır. Ortaklık sona erdikten sonra ise, artık ortakların kar ve zararı paylaştırma yükümü de ortadan kalkar. ….  taraflar arasında düzenlenen 30/06/2011 tarihli yazılı sözleşme ile adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun sabit olduğu, dış ilişkide ise davacının gizli ortak olarak yer aldığı, sözleşme içeriğinden ve tüm dosya kapsamından davalı şirketin idareci ortak olduğu, eldeki davanın kar payı alacağı istemiyle açıldığı, davacının, ortaklığın feshini istemeden elde edilen kardan payının ödenmesini talep edebileceği, idareci ortağın ortaklıkla ilgili hesap vermekle yükümlü olduğu”

diye belirterek gizli ortağın sözleşmeden doğan haklarını talep edebileceğini hükme bağlamıştır.

Gizli Ortağın Sorumluluğu

Burada gizli ortağın sorumluluğundan bahsederken açıklık getirmeliyiz ki gizli ortak ve aktif ortak bu ortaklık kapsamında birbirlerine ve ortaklığa karşı eşit şekilde sorumludurlar. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 06.02.2018 tarihli 2016/21358 E., 2018/805 K. Sayılı kararında gizli ortağı diğer ortak ile eşit tutmuştur.

“TBK’nun kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesine göre; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Somut olayda, ortaklık resmiyette davalı adına olup, davacı gizli ortak olduğu, aksi iddia edilmediğinden ortaklık hisselerinin eşit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu sözleşme açısından taraflar eşit konumda olup, birinin daha üstün veya diğerinin daha güçsüz bir konumda olduğunu söylemek mümkün değildir.’’

Limited ortaklığın borçları konusunda gizli ortağın sorumlu tutulup tutulamayacağı da incelenmesi gerekmektedir. Normalde limited şirket ortakları yalnızca taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Gizli ortaklıklarda ise aktif ortak şirket adına yapılan tüm işlemlerde gizli ortağın aktif temsilcisi olarak kabul edilmekte ve gizli ortağın şirket tarafından yapılan işlemlerden dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla, limited şirket ortaklarının sorumluluğu gizli ortağı kapsamamaktadır. Gizli ortak, yalnızca adi ortaklığın borçlarından elbirliği mülkiyeti esası uyarınca tüm malvarlığı ile sınırsız ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

Sonuç olarak limited şirketlerde gizli ortaklığın bulunması halinde Yargıtay içtihatları ve doktrin uyarınca adi ortaklık oluştuğu kabul edildiğinden, gizli ortaklar yalnızca adi ortaklığın borçlarından sorumlu tutulabilecek olup limited şirketin borçlarından dolayı adi ortaklığa başvurulması mümkün olmayacaktır.
Gizli ortaklık ile ilgili daha fazla bilgi almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.



en_US
× Ask A Lawyer