
13 Mar Mirasa Konu Tarımsal Araziler ve Tarımsal Arazilerin Bölünme Yasağı
İçindekiler
Miras bırakanın vefat etmesiyle birlikte, mirasçılar arasında mirasın nasıl bölüştürüleceği hususu çoğunlukla anlaşmazlık sebebi olmaktadır. Bu durumlarda, anlaşma yolu ile mirası bölüşemeyen mirasçılar tarafından mahkemeye başvurulmakta ve ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davası açılmaktadır. Tarım arazileri de söz konusu miras davalarında sıkça karşılaşılan konulardan birisidir.
Mirasın konusunun tarım arazisi olması halinde, özel düzenlemeler uygulanmaktadır. Nitekim, tarım arazilerinin miras paylaşımı gibi yollarla bölünerek ekonomik olmayan, küçük ve verimsiz arazilere dönüşmesini önlemek amacıyla; 2014 yılında çıkarılan 6537 sayılı Kanun[1] ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda (“Toprak Koruma Kanunu”) çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
Bütünlüğün sağlanması adına belirtmek isteriz ki; 2014 yılında Toprak Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklerden önce, bu kanunla getirilen ehil mirasçılık gibi kurumlar 2002 yılında yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 659-668 sayılı hükümleri arasında düzenlenmiştir. 2002 yılı öncesinde ise 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 597-602 sayılı hükümleri arasında aynı hususlar düzenlenmektedir.
Dolayısıyla; mirasçının (i) 2014 sonrası vefat etmesi halinde 5403 sayılı Toprak Koruma Kanunu, (ii) 2014 öncesi 2022 sonrası bir aralıkta vefat etmesi halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve (iii) 2002 öncesi vefat etmesi halinde ise 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin ilgili hükümlerine göre hukuki değerlendirme yapılmalıdır.
Bu yazımızda, tarımsal arazilerin mirasta devri ve paylaşımı konusunda hukuki düzenlemelere ve tarımsal arazi mirasçılarının izleyebilecekleri hukuki yollara ilişkin bilgilere yer verilecektir.
Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüğü, Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüğü ve Bölünemez Tarımsal Arazi Büyüklüğü Nedir?
Arazi, Toprak Koruma Kanunu’nda; “Toprak, iklim, topografya, ana materyal, hidroloji ve canlıların değişik oranda etkisi altında bulunan yeryüzü parçası” şeklinde tanımlanmıştır.
Arsa ise, Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik’te; “İmar planı ve imar mevzuatına göre oluşmuş imar parseli” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bunun yanı sıra Tarım Arazisi (yani Tarla) Toprak Koruma Kanunu’nda; “Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazileri” şeklinde tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere, üzerine bina yapılabilen araziler arsa iken üzerinde tarım yapılabilen araziler tarım arazisidir (yani tarla).
Bu kapsamda, Toprak Koruma Kanunu’nda tarım arazilerinin küçülerek verimsiz kullanımının önlenmesi amacıyla bazı tanımlamalar daha yapılmıştır. Bunlardan ilki Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüğü’dür.
Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüğü, kanun uyarınca; “Üretim faaliyet ve girdileri rasyonel ve ekonomik olarak kullanıldığı takdirde, bir tarımsal arazide elde edilen verimliliğin, söz konusu tarımsal arazinin daha fazla küçülmesi hâlinde elde edilemeyeceği Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen en küçük tarımsal parsel büyüklüğü”nü ifade etmektedir.
Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüğü ise; “Bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak il ve ilçelerin Toprak Koruma Kanunu’nun ekindeki (1) sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri”dir. Tarımsal araziler bu listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemez, bölünemez.
Toprak Koruma Kanunu uyarınca Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüğü’ne erişen tarımsal araziler bölünemez eşya niteliğini kazanacaktır. Aynı zamanda, bir tarımsal arazinin kanunda belirlenmiş olan Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüğü’ne ulaşması halinde de bölünmesi mümkün olmamaktadır. Bu bilgiler ışığında, Toprak Koruma Kanunu ile “bölünemez arazi büyüklüğü” kavramı oluşturulmaktadır.
Asgari ve Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüklerinin Belirlenmesi
Söz konusu büyüklükler kanun ışığında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Ancak bu belirlemeler yapılırken kriter olarak kullanılan bazı tanımlamaları da açıklamakta fayda görmekteyiz. Toprak Koruma Kanunu kapsamında:
- Mutlak tarım arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topografik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan araziler,
- Özel ürün arazisi: Mutlak tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı ancak özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler,
- Dikili tarım arazisi: Mutlak ve özel ürün arazileri dışında kalan ve üzerinde yöre ekolojisine uygun çok yıllık ağaç, ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler,
- Marjinal tarım arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamalar nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı araziler ve
- Sulu tarım arazisi: Tarımı yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler
olarak tanımlanmaktadır.
Asgari Tarımsal Arazi Büyüklüklerinin Belirlenişi
Asgari tarımsal arazi büyüklükleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Bu kapsamda; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük asgari tarımsal arazi belirlenemez.
Bununla beraber, Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilecektir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz.
Ancak, tarım dışı kullanım izni verilen alanlar veya çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak ihtiyaçları olan bitkilerin yetiştiği alanlarda arazi özellikleri nedeniyle belirlenen asgari tarımsal arazi büyüklüğünden daha küçük parsellerin oluşması gerekli olduğu takdirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir. Yatırım programında yer alan kamu yatırımı projeleri muhtevasında yapılan zorunlu ifraz işlemlerinde ise Bakanlık onayı aranmaz.
Yeter Gelirli Tarımsal Arazi Büyüklüklerinin Belirlenişi
Yukarıda da bahsedildiği üzere, il ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak Toprak Koruma Kanunu’na ekli (1) sayılı listede belirlenmiştir. İzmir için belirlenen yeter gelirli tarım arazilerinin büyüklükleri aşağıdaki tabloda görülmektedir:
Sulu Arazi (Da) | Kuru Arazi (Da) | Dikili Arazi (Da) | Örtüaltı Arazi (Da) | |
Aliağa | 55 | 140 | 10 | 3 |
Balçova | 55 | 120 | 10 | 3 |
Bayındır | 50 | 135 | 10 | 3 |
Bergama | 60 | 145 | 10 | 3 |
Beydağ | 65 | 140 | 10 | 3 |
Bornova | 60 | 140 | 10 | 3 |
Buca | 55 | 140 | 10 | 3 |
Çeşme | 85 | 170 | 10 | 3 |
Çiğli | 55 | 135 | 10 | 3 |
Dikili | 55 | 135 | 10 | 3 |
Foça | 55 | 135 | 10 | 3 |
Gaziemir | 65 | 135 | 10 | 3 |
Güzelbahçe | 55 | 135 | 10 | 3 |
Karabağlar | 60 | 185 | 10 | 3 |
Karaburun | 60 | 185 | 10 | 3 |
Karşıyaka | 65 | 135 | 10 | 3 |
Kemalpaşa | 65 | 135 | 10 | 3 |
Kınık | 55 | 140 | 10 | 3 |
Kiraz | 55 | 140 | 10 | 3 |
Konak | 75 | 200 | 10 | 3 |
Menderes | 55 | 135 | 10 | 3 |
Menemen | 55 | 135 | 10 | 3 |
Narlıdere | 55 | 135 | 10 | 3 |
Ödemiş | 55 | 120 | 10 | 3 |
Seferihisar | 55 | 140 | 10 | 3 |
Selçuk | 65 | 140 | 10 | 3 |
Tire | 55 | 135 | 10 | 3 |
Torbalı | 55 | 135 | 10 | 3 |
Urla | 55 | 135 | 10 | 3 |
Tarımsal arazilerin bölünemez niteliği şerh konulmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.
Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin hesaplanmasında, aynı kişiye ait ve Bakanlıkça aralarında ekonomik bütünlük bulunduğu tespit edilen tarım arazileri birlikte değerlendirilir. Bu arazilerin ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımları Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izni ile satılabilecektir.
Mirasa Konu Tarım Arazilerinin Paylaşımı/Devri
Birden fazla mirasçının bulunduğu ve mirasın konusunun tarım arazileri olduğu durumlarda, söz konusu mirasçıların anlaşamaması halinde tarım arazisinin paylaşımı sorunu oluşmaktadır. Bu noktada, normal şartlar altında Medeni Kanun hükümleri göz önüne alınacakken; miras konusunun tarım arazisi olması nedeniyle Toprak Koruma Kanunu’nun 8. maddesi uygulanacaktır.
Sıradan bir miras paylaşımında, mirasçılar Medeni Kanun’un 676. maddesi uyarınca aralarında anlaşabilecek ve terekeyi paylaşabilecektir. Ancak, tarım arazilerinin küçülerek verimsizleşmesinin önlenmesi amacıyla Toprak Koruma Kanunu’na getirilen düzenlemeler neticesinde miras konusunun tarım arazisi olduğu durumlarda farklı kurallar uygulanabilmektedir.
Tarım Arazisinin Anlaşma Yoluyla Paylaşımı
Mirasa konu tarım arazisinin, mirasçılar tarafından imzalanacak bir paylaşma sözleşmesi ile paylaşılması ya da bir mirasçıya özgülenmesi mümkündür. Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta şudur; tarım arazisinin mirasçılar arasında aynen paylaşılabilmesi için söz konusu arazinin bölündüğü durumda, her bir payın Toprak Koruma Kanunu’nda belirlenmiş olan asgari büyüklüğün altına düşmüyor olması gerekmektedir. Ancak, tarım arazisinin paylaştırılması yerine mirasçılardan birine verilmesi de mümkündür. Bu durumda, bölünme söz konusu olmayacağı için asgari büyüklük aranmayacaktır. İki durumda da, mirasçılar arasında Medeni Kanun’un 676. maddesi kapsamında paylaşma sözleşmesi imzalanacaktır. Sözleşmenin yapılmasının ardından, mirasçıların devirden kaçınmaları halinde Medeni Kanun’un 716. maddesi uyarınca tarımsal arazinin mülkiyetinin hükmen geçirilmesi adına tescile zorlama davası açılabilecektir.
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/I maddesinin 4. fıkrası kapsamında ; tarım arazilerinde asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki payların paydaşlara aynen devri halinde paydaşlar, bu taşınmazların devri ile ilgili yapılacak işlemlere ilişkin harçlardan, bu işlemlerle ilgili düzenlenecek kâğıtlara ilişkin damga vergisinden ve tapu döner sermaye ücretlerinden muaf tutulmaktadır.
Tarım Arazisinin Üçüncü Kişiye Devri
Mirasa konu tarım arazisi üçüncü bir kişiye de devredilebilecektir. Bu noktada, belirli durumlarda aranan, devredilecek kişinin ehil olması şartı aranmayacaktır. Ancak belirtilmelidir ki, bölünemez büyüklükte olan yani bölünmesi halinde Toprak Koruma Kanunu’nda belirlenen yeter gelirli tarım arazisi büyüklüğünün altına düşen arazilerin tek parça halinde devri gerekmektedir. Mirasçılar arasında el birliği mülkiyeti olması nedeniyle üçüncü kişilere yapılacak devirlerde tümünün birlikte anlaşması gerekmektedir.
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/I maddesinin 3. fıkrası kapsamında; tarımsal arazilerin mülkiyetinin devri konusunda mirasın açılmasından itibaren bir yıl içinde anlaşmaları durumunda mirasçılar, bu taşınmazların devri ile ilgili yapılacak işlemlere ilişkin harçlardan ve bu işlemlerle ilgili düzenlenecek kâğıtlara ilişkin damga vergisinden muaf tutulmuştur.
Tarım Arazisinin Devredilebileceği Alternatif Yollar
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/C maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; mirasa konu tarım arazisi Medeni Kanun’un 373. maddesi kapsamında kurulacak olan Aile Malları Ortaklığı’na veya Kazanç Paylı Aile Malları Ortaklığı’na devredilebilecektir.
Bu yolun tercih edilmesi halinde bilinmelidir ki; Toprak Koruma Kanunu’nun 8/İ maddesi kapsamında; aile malları ortaklığı veya kazanç paylı aile malları ortaklığı kurulduğu takdirde, ortaklardan birinin payını üçüncü bir kişiye satması hâlinde, diğer ortaklara önalım hakkı tanınmıştır.
Benzer şekilde, Toprak Koruma Kanunu’nun 8/C maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca; söz konusu tarım arazisi Ticaret Kanunu hükümlerince mirasçılar tarafından kurulacak olan bir limited şirkete de devredilebilecektir.
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/I maddesi ile bu alternatife de bazı muafiyetler tanınmıştır. Bu kapsamda; ilgili hükmün 1 ve 2. fıkraları kapsamında; (i) kurulacak limited şirketlerin tescil işlemi tamamlanıncaya kadar yapılacak işlemler harçlardan, bu işlemlerle ilgili düzenlenecek kâğıtlar damga vergisinden muaf tutulmuş ve (ii) Ticaret Kanunu’nda öngörülen limited şirket kurulmasına ilişkin sermaye ve diğer şartlar burada aranmamaktadır.
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/J hükmü uyarınca; yukarıda bahsi geçen şekilde kurulan aile malları ortaklığının, kazanç paylı aile malları ortaklığının veya limited şirketin herhangi bir nedenle sona ermesi ve tasfiye olması hâlinde, bu ortaklıklara veya limited şirketlere ait tarımsal araziler, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin altında kalacak şekilde bölünemeyecektir.
Tarım Arazisinin Dava Yoluyla Devri
Mirasçıların arasında anlaşma sağlanamaması halinde, mirasçılardan her biri yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açabilecektir. Açılacak bu davada hakim;
- Gerekli değerlendirmeleri yapan hakim, mirasçılar arasından kişisel yetenek ve durumları göz önüne alarak tespit ettiği ehil mirasçıya tarımsal gelir değeri üzerinden ilgili tarım arazisinin devrine,
- birden çok ehil mirasçının bulunması hâlinde, öncelikle asgari geçimini bu yeter gelirli tarımsal arazilerden sağlayan mirasçıya devrine,
- bunun bulunmaması hâlinde bu mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine,
- eğer mirasçılar arasında ehil mirasçı yoksa, mirasçılar arasından en yüksek bedeli teklif eden mirasçıya devrine
karar verebilecektir.
Ancak, ortada birden fazla ehil mirasçının bulunduğu ve bu mirasçıların mirasın dışında da tarımsal arazileri olduğu bir durumda, mahkeme; bu mirasçıların mevcut arazilerini yeter gelirli büyüklüğe ulaştırmak veya bu arazilerin ekonomik olarak işletilmesine katkı sağlamak amacıyla tarım arazilerinin yeter gelir büyüklüğünü aramaksızın bu mirasçılara devrine hükmedebilecektir.
Hiçbir mirasçının, mirasa konu yeter gelirli tarım arazisinin kendisine devri yönünde talebi olmaması halinde ilgili arazinin satışına karar verilecektir. Elde edilen gelir payları oranında mirasçılar arasında paylaştırılır.
Ayrıca yeter gelirli tarımsal arazilerin birden çok yeter geliri sağlayan tarımsal arazi büyüklüğüne bölünebildiği durumlarda mahkeme tarafından mirasçılara ayrı ayrı devrine karar verilebilecektir.
Devir İşlemlerinin Süresi İçerisinde Tamamlanmaması Halinde Dava Yolu
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/B hükmü uyarınca bir yıl içerisinde mirasın paylaşılamaması veya dava açılmaması halinde; bu durumun kamu kurum veya kuruluşları ile finans kurumları tarafından öğrenilmesi üzerine, durum derhâl Tarım ve Orman Bakanlığı’na bildirilir.
Bakanlık bu mirasçılara üç ay süre verir ve eğer verilen süre sonunda devir olmaması hâlinde, resen veya bildirim üzerine ilgili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir.
Sulh hukuk mahkemeleri nezdinde mirasçılar veya Bakanlıkça bu Kanun kapsamında açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır.
Peki Ehil Mirasçı kavramı nedir?
Ehil mirasçı kavramı Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik kapsamında sayılan kriterleri sağlayan mirasçılardır. Bu kriterler ilgili Yönetmelik’in 10. maddesinde şöyle belirlenmiştir:
“Ehil mirasçının belirlenmesinde aşağıdaki kıstaslar dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda elli puan ve yukarısına sahip olan mirasçı veya mirasçılar ehil mirasçı olarak kabul edilir. Mirasçılardan;
a) Geçimini mirasa konu tarım arazilerinden sağlayanlara yirmi puan,
b) Tarım dışı geliri bulunmayanlara on puan,
c) Eşi fiilen tarımsal faaliyette bulunanlara on puan,
ç) Tarımsal arazileri işleyebilecek mesleki bilgi ve beceriye sahip olanlara on puan,
d) Mirasa konu arazilerin bulunduğu ilçe sınırları içinde altı yıla kadar ikamet edenlere beş puan, altı yıl ve daha uzun süre ikamet edenlere on puan,
e) Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlara on puan,
f) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında tarım sigortası olanlara beş puan,
g) Bakanlığın mevcut kayıt sistemlerine kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara beş puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara on puan,
ğ) Tarımsal örgütlere kayıtlılık süreleri altı yıla kadar olanlara iki puan, altı yıl ve daha uzun süre olanlara beş puan,
h) Tarım alet ve donanımlarına sahip olanlara beş puan,
ı) Kadın olanlara beş puan verilir.”
Yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyen ve buna ehil tek mirasçı olduğu anlaşılan mirasçının bu konudaki istem hakkı, ölüme bağlı tasarrufla dahi ortadan kaldırılamayacaktır. Bu noktada, mirastan çıkarma, mirastan yoksunluk ve feragat halleri istisnadır.
Ancak, birden çok mirasçıda devir koşullarının bulunması hâlinde, kendisine devir yapılacak mirasçı ölüme bağlı tasarrufla belirlenebilir. Belirlenen bu mirasçıya itiraz edilmesi durumunda, ehil mirasçı Sulh Hukuk Hâkimi tarafından belirlenir.
Ehil mirasçının bir diğer işlevi de; mirasçılar arasında ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük mirasçı bulunması hâlinde hâkim, yeter gelirli tarımsal arazilerin yönetimini dava sonuçlanana kadar ehil gördüğü mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye tedbiren verebilir. Bu takdirde, elde edilen tarımsal gelir, işletme masrafları düşüldükten sonra mirasçılar arasında payları oranında dağıtılır.
Mirasa Konu Tarımsal Arazilerde Değer Artışı
Akılda tutulması gereken bir diğer faydalı nokta da; yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin mirasçılardan birine devredilmesinden itibaren yirmi yıl içinde bu arazilerden tamamının veya bir kısmının tarım dışı kullanım nedeniyle değerinde artış meydana gelmesi durumuna ilişkindir. Böyle bir durumda, devir tarihindeki arazinin parasal değeri tarım dışı kullanım izni verilen tarihe göre yeniden hesaplanır ve bulunan değer ile arazinin yeni değeri arasındaki fark, diğer mirasçılara payları oranında arazinin mülkiyetini devralan mirasçı tarafından ödenir.
Tarım arazilerinin Toprak Koruma Kanunu hükümlerine göre mahkeme kararı ile mirasçılardan birine tarımsal gelir değeri üzerinden devri halinde, devir işleminden itibaren yirmi yıllık süre içinde tarım dışı amaçla kullanım izni sonucu oluşacak değer artışından diğer mirasçıların hak sahibi olacağı konusunda tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh konulur.
Şerh konulan tarım arazilerinin yirmi yıllık şerh süresi dolmadan tarımsal amaçlı kullanılmak üzere satışa konu edilmesi durumunda, diğer mirasçıların muvafakati alındığı takdirde şerh kaldırılarak; muvafakati alınmadığı takdirde şerhli olarak satış yapılabilir. Taşınmazı şerhli olarak satın alan üçüncü kişiler, aynı süre içinde tarım dışı kullanım nedeniyle oluşacak değer artışlarından diğer mirasçılara karşı sorumludur.
Bu kapsamda, tarımsal arazilere şerh süresi içinde tarım dışı kullanım izni verilmesi durumunda, verilen izin on beş gün içinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından diğer mirasçılara bildirilir. Mirasçıların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren altmış günlük süre içinde değer artışına istinaden talepte bulunması zorunludur. Birinci fıkraya göre hesaplanan fark mirasçılara ödenmedikçe tarımsal arazi üzerindeki şerh kaldırılmaz.
Tarım dışı amaçla kullanım nedeniyle oluşan değer artışı sonrasında mirasçılar arasında anlaşma sağlanması halinde, mirasçıların onayı ile tapunun beyanlar hanesindeki şerh kaldırılır. Mirasçılar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda, diğer mirasçılara ödenecek değer artış farkı TÜİK tarafından belirlenen Üretici Fiyatları Endeksi kullanılarak Sulh Hukuk Hakimi tarafından belirlenir.
Sulh Hukuk Hakimi tarafından mirasa konu tarım arazilerinin açık artırma yolu ile satılmasına karar verilmesi veya mirasçıların 9 uncu maddenin ikinci fıkrası hükümleri uyarınca anlaşması durumunda, söz konusu arazilerde tarım dışı kullanım nedeniyle oluşabilecek değer artışı konusunda yirmi yıllık şerh konulmaz.
Mirasa Konu Tarımsal Arazi ile Bağlı Bir Yan Sınai İşletme Bulunması Hali
Toprak Koruma Kanunu’nun 8/H hükmü kapsamında; yeter gelirli tarımsal arazilere sıkı şekilde bağlı bir yan sınai işletme mevcut ise yan sınai işletme ile yeter gelirli tarımsal arazilerin mülkiyeti bir bütün olarak istemde bulunan ve ehil görülen mirasçıya gerçek değeri üzerinden devredilir.
Mirasçılardan birinin itiraz etmesi veya birden çok mirasçının kendilerine devir istemesi hâlinde Sulh Hukuk Hâkimi yeter gelirli tarımsal arazi ve yan sınai işletmenin ekonomik gelir ve bütünlüğünü sürdürme imkânını ve mirasçıların kişisel durumlarını göz önünde bulundurarak yan sınai işletmenin birlikte veya ayrı olarak devrine ya da satışına karar verir.
Mirasçılar arasında limited şirket kurulması hâlinde yeter gelirli tarımsal arazilere sıkı şekilde bağlı olan yan sınai işletme de şirketin mal varlığına dâhil edilir.
[1] 15.05.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 6537 Sayılı Kanun.