
05 Eyl Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun Şirket Unvanı Kararı
Verdiği kararlarla kişisel veri ve işleme prosedürlerine açıklık getiren Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”) aynı zamanda özel veya tüzel kişiliğe sahip veri işleyenlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunmaktadır. Veri işleyenlerin ellerinde bulundurduğu her türlü kişisel veri ile ilgili yaptığı işlemler 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK“) kapsamında değerlendirilmesi gerekirken hangi verilerin KVKK kapsamında değerlendirileceği de bir sınırları çizilmesi gereken bir konudur. Bu yazımızda, Kurul’un son kararında bu hususta yaptığı değerlendirmelere yer vermekteyiz.
Kurul’un 10.02.2022 tarihli ve 2022/103 sayılı kararı çerçevesinde, unvanında ilgili kişinin adının geçtiği bir şirket hakkında başlatılan icra takibine ilişkin dosya içeriğinin sosyal medyada paylaşılması KVKK kapsamında değerlendirilmiştir.
Kurul’a yapılan şikayette; veri sorumlusu şirket ile yapılan bir alışveriş sonrasında ilgili kişinin adının geçtiği bir şirket hakkında icra takibi başlatıldığı, sonrasında Facebook üzerinden bu icra dosyasının herkese açık bir grupta paylaşıldığı, icra dosyası içerisinde yer alan kişisel verilerinin üçüncü kişilerle paylaşılması suretiyle kişilik haklarının ihlal edildiği ifade edilmiştir.
Veri sorumlusu savunmasında ise (i) paylaşımın veri sorumlusunun adı altında yapılmadığını (ii) paylaşımın bir eski çalışan tarafından yapıldığını ve (iii) paylaşımın başka şirketlerin de zarar görmemesi için yapıldığını öne sürmüştür.
Kurul kararında;
- Kişisel verinin tanımının kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olduğu,
- 95/46/AT sayılı Veri Koruma Direktifi’nde; tüzel kişiler hakkında bilginin gerçek kişilerle “ilişkili olması” durumunun somut olay özelinde göz önünde bulundurulması gerektiği ve
- İcra takibi evrakında bulunan tacirin unvanında ilgili kişinin isim ve soy ismi bulunsa da yapılan paylaşım ve yorumlarda tüzel kişiliğin hedeflendiği göz önünde bulundurularak bu bilgilerin gerçek kişiye yöneltilmediği ya da gerçek kişinin hak ve menfaatlerinde bir etkiye sahip olmadığı kanaatiyle Kanun’da yer alan tanımı karşılamadığı
değerlendirmelerinden hareketle şikâyet konusunun Kanun kapsamında olmadığı kanaatine varmıştır.
Bu karar Kurul’un yaptığı özel değerlendirmelerden biri olup ilgili paylaşımın içeriği ve bu paylaşımla hedefin kim olduğu gibi somut olaya özel tespitler üzerinden kanaate ulaşılmıştır. Kurul ayrıca kararında bu kanaate varırken kullandığı kaynakları ve metodolojisini detaylıca açıklamıştır. Kurul kararlarında metodolojisine yer vererek açık bir karar verme süreci yürütmeyi ve bu alanda faaliyet gösteren herkese yol göstermeye çalışmaktadır. Kanımızca somut olay bazında benzer bir süreçle karşılaşılmasa dahi bu tarz kararlar Kurul’un karar verme süreci ve yönelimleri hakkında bizleri bilgilendirdiği için büyük önem arz etmektedir.