
02 Mar Unutulma Hakkı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”), 23.06.2020 tarihli ve 2020/481 sayılı kararı ile kişilerin ad ve soyadı ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik taleplere ilişkin “Unutulma Hakkı” kapsamında bir bütün olarak değerlendirme yapmıştır.
Kurul, Unutulma Hakkı’nı “bireyin geçmişte hukuka uygun olarak yayılmış ve doğru nitelikteki bilgilerinin zamanın geçmesine bağlı olarak erişimden kaldırılmasını ya da gündeme getirilmemesini talep edebilmesi” olarak tanımlamaktadır. Bu hak Avrupa Birliği’nde daha önceden uygulanmaya başlanmıştır ve genellikle arama motorlarından isim aratıldığında çıkan bazı sonuçların kaldırılması talebi olarak karşılaşılmaktadır.
Türk Hukukunda bu isimle tanımlanan bir mevzuat olmamakla beraber Unutulma Hakkı’nın temeli farklı mevzuatlar göz önüne alınarak oluşturulmuştur. Anayasanın 20. maddesi ile bireylere kişisel verilerinin silinmesini talep etme hakkı tanınmaktadır:
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar.”
Ayrıca 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun (“Kanun”) 4.,7. ve 11. maddesi ile de kişisel verilerin silinmesinin bir hak olduğu, yükümlülerin buna uyması gerektiği ve ilgili kişilerin bu haklarını kullanmaları için başvuru imkanlarının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce dahi Unutulma Hakkı’nın yargı kararlarına konu olduğu görülmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 03.03.2016 tarihli ve 2013/5653 başvuru numaralı kararında, “bireyin geçmişte haber yapılmış ve gerçeğe aykırılığı ileri sürülmemiş davranışlarının artık hatırlanmasının engellenmesinin” internet haber arşivlerindeki kişisel verilere erişimin engellenerek kişilerin yaptıklarının unutulmasının sağlanması yönündeki talep Unutulma Hakkı olarak nitelendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, yaptığı değerlendirme sonucunda da haberlerin kişinin Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.
İlgili kararda ayrıca 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9. maddesine atıf yapılarak erişim engeli getirilebileceğinden bahsedilmiştir. Karar Unutulma Hakkı’na bir üst kavram olarak yaklaşmış, silme ve anonim hale getirmeyi ise bu hakkı tesis etmeye yönelik bir yol olarak sunmuştur.
Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.06.2015 tarihli E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararında bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesinin bireyin yararına olduğu gibi toplumun gelişmesine de etkisinin olduğu ifade edilmiştir. Bu sebeple Unutulma Hakkı’nın gereği gibi sağlanmasının bireye faydası olduğu kadar topluma da faydası olduğu vurgulanmıştır.
Unutulma hakkına ilişkin uluslararası hukukta yapılan değerlendirmelere bakıldığında;
- Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (“ABAD”) 2014 yılında verdiği Google İspanya kararı ile Unutulma Hakkı’nın temel insan haklarından biri olarak kabul edilmesi gerektiği ve 29. Madde Çalışma Grubu’nun; bu kararın uygulanmasına ilişkin yayınladığı rehberde kavram olarak Unutulma Hakkı’nın kullanılmadığı, burada daha çok indeksten çıkarılma hakkı, arama motoru sonuçlarındaki linklerin gizlenmesi gibi kavramlar üzerinden konunun ele alındığı ve
- 25 Mayıs 2018 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü’nde de “Silme hakkı (‘Unutulma Hakkı’)” başlıklı bir maddenin bulunduğu
görülmektedir.
Kurul, kararında; (i) Unutulma Hakkı’nın uygulanmasında mevzuatımızda kavram olarak söz konusu hakka yer verilmese bile hukukumuzda bu hakkı sağlamaya yönelik araçların bulunduğunu ve (ii) ayrı bir hak olarak tanımlanmasına gerek olmadığını değerlendirmiştir.
Bu değerlendirmelerden hareketle Kurul tarafından;
- arama motorlarından ad ve soyadı ile yapılan aramalarda kişinin kendisiyle bağlantılı sonuçlara ulaşılmamasını isteme hakkının indeksten çıkarılma talebi olarak nitelendirilmesine,
- bu kapsamda arama motorlarının veri sorumlusu sıfatına haiz olacağına, yaptıkları faaliyetin veri işleme faaliyeti olarak değerlendirileceğine ve dolayısıyla Kurul’a şikayet yapılmadan önce arama motorlarına başvuru yapılması gerektiğine,
- söz konusu taleplerin değerlendirilmesinde, ilgili kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılmasına ve
- ilgili kişilerin, arama motorlarına yapacağı indeksten çıkarılmasına yönelik taleplerinin reddedilmesi halinde Kurul’a başvuruda bulunabileceği gibi yargı yoluna da gidilebileceğine
karar verilmiştir.
Karara ek olarak “Kişilerin Ad ve Soyadı ile Arama Motorları Üzerinden Yapılan Aramalarda Çıkan Sonuçların İndeksten Çıkarılmasına İlişkin Değerlendirmede Dikkate Alınacak Kriterler” başlıklı bir belge Kurul tarafından hazırlanmıştır. Burada birtakım kriterler belirtilmiş olsa da bu kriterlerin hangi ağırlıkla veya nasıl kullanılacağı açıklanmamıştır. Bu sebeple kanaatimizce söz konusu belge yeterli seviyede yol gösterici veya açıklayıcı nitelikte değildir.
Bu karar ile Kurul da geçmişte verilmiş olan yüksek yargı kararlarıyla beraber Unutulma Hakkı’nın Türk Hukukundaki yerini pekiştirmiştir ve ilgili kişilerin başvuru yapabileceği bir yer daha açılmıştır. Veri sorumlusuna yapılacak başvuru sonrasında talebi reddedilen kişiler yargı yoluna başvurabileceği gibi Kurul’a da başvuru yapabilecektir. Bu hakkını kullanmak isteyen kişilerin uzman bir avukat eşliğinde ilgili yerlere uygun başvurularını yapmaları halinde istedikleri sonuçlara ulaşmaları mümkündür.
Kişisel verilerinizin korunması veya şirketinizin kişisel veri hukuku uyumluluğu hususlarında uzman hukuki destek almak için İzmir Kişisel Veri Hukuku Avukatlarımıza ulaşabilirsiniz.